3 Haziran 2008 Salı
Madurum! Teknolojiye güvenmiyorum...
Buna en iyi tanık ve en büyük şikayetçi yine benim. Üniversitede herşeyimizi bilgisayar aracılığıyla yapmaya başladığımızdan beri tatillerimi okulda geçirmekten kendimi kurtaramadım. Geçen dönem notlarım bilgisayara yanlış girilmişti ve sistemi değiştirmek okul yetkililerine göre hiç de kolay değildi. Şimdi de kaydedip yayınladığımı sandım yazılarım eksik ve sürekli bir yerinden hata veren bilgisayarımı tamire verdiğim gün arkadaşımdan notumla ilgili kötü haberi alıyorum. Bu yüzden bu son yazımı bazı değişikliklerle tekrar yazıyorum bir internet kafeden.
Umarım kabul edersiniz bu teknoloji kurbanının son yazısını...
Herkese iyi tatiller...
22 Mayıs 2008 Perşembe
Şimdi reklamlar...
Örneğin yıllar geçse en akılda kalan reklamlardan biri bence Banu Alkan'lı ixir reklamı. Ama Ixir şu anda yok. Reklam adına çok başarılı hatırlanıyor ama kendisi son derece başarısız bir operasyon oldu.Keşke reklamları kadar ürün de etkili olabilseydi. Çünkü tüm Türkiye o yıllar Ixir reklamlarını konuşur olmuştu. İnternet bağlantısı sağlayan bir ürün ancak bu kadar güzel pazarlanabilirdi. Malesef bu tür ürünlerin yerini ilerleyen zamanlarda adsl in alması markayı sadece reklamlarıyla hatırlanacak bir isim haline getirdi.
Yabancı yatırımcılar ve MIŞ gibi yapmanın yararları
17 Mayıs 2008 Cumartesi
BAŞARIYA DAVET EDEN REKLAMLAR

Son zamanlarda bazı markaları, tüketiciyi başarıya davet eden öykülemeleri, insanların ulaşmayı hedefledikleri hayallerine sahip çıkması gerektiğini vurgulayan mesajları ve tüm bunları yaparken klasik ünlü kullanımını daha da samimileştiren kurgularıyla izlemeye başladık. Kendi alanlarında zirveye oturmuş ünlülerin başarı hikayelerini bizzat kendilerinden dinliyoruz. Bir başkası onlar için konuşmuyor. Sadece reklamın sonunda marka kendi sloganını damgalıyor ve tabi herkesi başarıya davet ediyor. “Onlar yaptı, sen de yapabilirsin. Tek ihtiyacın olan kendine inanman ve hayallerine sahip çıkmandır.” Diyor.
Bu reklamların öncüsü ve hatta kampanyalaşma anlamında en başarılısı; Adidas. Dünya genelinde bilindik, çeşitli branşlarda başarılı sporcuları bir kampanyada kurguluyor. Hepsinin geçmişinde yaşadığı zorlukları kendi ağızlarından, ekrana karikatürize ettikleri görsel sunumla anlattırıyor. Kampanyanın bir de web sitesi mevcut ve devamlı başka bir sporcu kampanyaya dahil ediliyor. Şimdilik aşağıdaki isimlerin videolarını izleyip, hikayelerine şahit oluyoruz. Adidas ise sloganına sahip çıkmayı yine başarıyor. ( Impossible is Nothing )
David Beckham
Lionel Messi
Yelena Isinbayeva
Gilbert Arenas
Allyson Felix
Jeremy Wariner
Jonah Lomu
Saint Margaret’s
Everest Boys
Sachin Tendulkar
Benzer kurguda reklam kampanyası başlatan diğer bir marka ise; Nike. Yine vazgeçemediği sporcu Ronaldinho ile çalışıyor. Yetenekleriyle yeteri kadar gizem ve üne sahip böyle bir futbolcunun aklından geçenleri, kendini olan güvenini ve aslında futbol sahasında tüm yaşadıklarını kendi ağzından dinliyoruz. Tüm gözlerin onu izlediğinin farkında olan futbolcu, herkesi farklı yöne baktırıyorum diyerek, izleyiciyi başarıya davet ediyor.
16 Mayıs 2008 Cuma
Kıran kırana pazarlama yarışı semt pazarlarında
Ekonomi üniversitesi öğrencilerinin olmazsa olmaz dert konusu: HELP DESK

Okulumuz kendini pazarlarken kullandığı herkese bir diz üstü bilgisayar fikrini kullanarak çok ilgi çekmişti ama bu güzel, kaliteli,teknolojiye önem veren okul imajı her öğrencinin istisnasız bilgisayarlarıyla sorun yaşamaya başlamasıyla sona erdi.
İlk üçe giren sorunlar:
1-Şarj aletim bozuldu.
2-Bilgisayarımın pili 2 dk.bile dayanmıyor.
3-Bilgisayarım çok çabuk ve gereğinden fazla ısınıyor, ısınmakla kalmayıp birde bana bağırmaya başlıyor. :)
Bunları gördüğü halde öğrencilere işkence yapmaktan zevk alan HELP DESK çalışanları en az üç kere aynı sorunla gitmeden sorununuzu tam olarak çözmüyorlar. Tabi bunun çeşitli nedenleri vardır buna eminiz ama okulumuzun bilgisayar firması ve kendine pay çıkartmak yerine bizi desteklemesi gerekir diye düşünüyorum. Gerçi olayları kendilerine çevirme konusunda başarılılar. Mesela, bilgisayarını okulda tamir ettirmeye kalksan 3 haftadan önce geri gelmiyor tabi bu arada ödevler, bilgisayar ihtiyacı hiç bitmiyor.Bu ihtiyaç yüzünden başka bir yerde tamire versen garantisi iptal oluyor. Hadi sabrettin bekledin ama sonucun garanti olmaması ihtimali hatta bu ihtimalin gerçeğe dönüşmesi daha da acı. Bu yüzden okulumuzun kendini pazarlarken kullandığı yöntemlerin gerçekliğini korumasını, öğrenci odaklı çalışmalarını istiyorum. Her açıdan bir ticarethane gibi değil, bir eğitim kurumu gibi çalışması hem bizim daha çok faydalanmamızı hem de okul hakkındaki fikirlerimizi kötü yönde değiştirmemesini sağlar.
Teşekkürler…
HANİ SÜPERDİK CAN????

Buna karşın Turkcell'in eş zamanlı yayında olan iştecell ve kampuscell reklamları kelimenin tam anlamıyla mükemmel.
Sarp Apak’ın İştecell reklamındaki performansına diyecek söz bulamıyorum. Patronlarımız her zaman tasarruf yapma çabasındadırlar. Bu çabalarını bazen fazlaca abartırlar. Reklamda da bu konu çok sempatik bir biçimde işlenmiş. Çaldır kapat mantalitesi her izlediğimizde tebessümden fazla bir etki yaratıyor. Kampuscell reklamıda aynı başarı seviyesini yakalamış, dikkat çekici ve etkileyici. Yaş seviyesini vurgulanma biçimi çok yaratıcı.
Turkcell markette belli bir yer edinmiş bir firma olarak ya en iyisini yapmalı ya da hiç yapmamalı. Daha önceki kapsama alanı reklamında belirttiğim gibi hiçbir duygu uyandırmayan hatta olumsuz düşünce yaratan reklamlar ,en azından zamanla firmaya olan bakış açımızı değiştirebilecek güçte olmamalılar.